Obezitede Tedavi Seçenekleri
Obezitenin toplum sağlığı açısından asıl tedavisi bireylerin obezleşmesinin önüne geçilmesidir. Çocukluk çağında doğru beslenme ders programları ile anlatılmalı, egzersiz alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çünkü bireyler obezleştikten sonra tedavi süreci oldukça zor, hasta açısından da bir o kadar yıpratıcıdır. Geleneksel tedavi yaklaşımları;
Bilişsel Davranış Tedavisi: Psikiyatri tarafından yapılmakta olup, sağlıklı beslenmeyi ödüllendirmeyi baz alan bir tedavi şeklidir. Ancak sürdürülebilir kilo kaybı sağlama oranları düşük olup, 3 yıl içinde kaybedilen kilolar tekrar alınmaktadır
Diyet Programları: K diyeti, fruktoz diyeti, glisemik diyet gibi çeşitli adlarla anılan diyet programları kısa vadede kilo kaybı sağlamakta ancak verilen kiloların muhafazası yani sürdürülebilir kilo kaybı oranı iyi takiplerle dahi %5’in altında kalmaktadır. Ayrıca bilinçsiz yapılan diyetlerde sık kilo alıp verme ile sonuçlanmakta olup safra kesesi taş oluşum riskini artırmaktadır.
İlaçlar: Orlistat (Xenical), GLP-1 analogları; Exenatide (Byetta), Liraglutid (Victoza, Saxenda), Rimonabant, Phenolphthalein, Bumetanide, Fenproporex, Fluoxetine, Furosemide, Phenytoin bu amaçla kullanılmaktadır. Xenical 1 yıllık kullanımda kişinin fazla kilolarında yaklaşık %5 bir kayıp sağlamaktadır. Yani 60 kg fazlası olan bir kişide bu yaklaşık yılda 3 kg demektir ki, etkinlikleri oldukça düşüktür. GLP-1 analoglarının da pankreatiti, pankreas kanseri ve tiroid kanseri riskini arttırdığını raporlayan yayınlar vardır. Günümüzde etkinliği net olarak kanıtlanmış ve obezite tedavisinde rutin olarak önerilen bir ilaç bulunmamaktadır.
Egzersiz: Yaşam biçimi olarak kabul görmeli ve haftada en az 3 kez 30’ar dakikalık egzersizler obezleşmemek için koruyucu sağlık hizmeti olarak uygulanmalıdır. Morbid obezlerde genellikle eklem sorunları olduğu için ağır egzersizler verilememektedir. Bu hastalarda eklem hasarını azaltan en iyi egzersiz türü yüzmedir. Egzersiz ve diyet programlarında başarı elde edilebilmesi için kişiler konu ile ilgili iyi eğitim almalı ve yapılacak anlık egzersiz ve diyet programlarının eğer program devam ettirilmezse iştah artışı ve daha fazla kilo alımıyla sonuçlanacağı hakkında mutlaka hastalara detaylı bilgi verilmelidir.
Mide Balonu: Mide balonu, mide içerisine endoskopi ile yerleştirilerek şişirilen ve mide içinde hacim kaplayan bir lastik balon uygulama tekniğidir. Bu teknik, aslında yüksek anestezi riskleri nedeni ile ameliyat edilemeyecek şişman hastalarda, cerrahiden önce uygulanarak hastaya biraz kilo verdirtip, anestezi risklerini azaltarak hastayı ameliyat etmemizi sağlamak için kullanılmaktadır. İlk planda obezitenin tedavisi amacı ile uygulanabilir ancak hastaya aşağıdaki bilgilerin verilmesi zorunludur.
- Şiddetli bulantı ve kusmalara neden olabilmekte ve işlemden sonraki ilk 1 ay içinde balonu hastanın tolere edememesi nedeni ile çıkartma oranları %20-25’lere ulaşmaktadır
- Maksimumda midede 6-12 ay tutulabilmekte ve iştahta herhangi bir değişiklik olmadığı için balon çıkarılınca hastalar çok hızlı kilo alabilmektedir
- Pahalı bir uygulama olup fayda-fiyat analizlerinde başarıya ulaşamamaktadır
Mide Botoksu: İlk kez 2003 yılında Alman doktor Jens Rollnik tarafından bir hastanın midesine kilo verdirme amaçlı uygulanmıştır. Bu hastada 4 ay sonra günlük kalori alımında %32.5 azalma ve %9 kilo kaybı gözlenmiştir. Bu tarihten sonra çok sayıda çalışma yapılmış olup, sonuçların hasta odaklı değişken olduğu raporlanmıştır.
Mide botoksu kilolu yada obez olarak tanımlanan, kilo vermede güçlük çeken ve diyet uyumu kötü olan hasta guruplarına yapılabilir. Endoskopi yöntemi ile hasta uyutularak, mide kas duvarına hastanın kilosuna göre 100-300 ünite arasında Botulinum A toksini enjekte edilir. Bu yöntem yaklaşık 10 dakikadır. Hasta Botoks uygulaması sonrası uzman bir diyetisyen tarafından takip edilmelidir.
Mide botoksu hastanın mide hareketlerini azaltır, iştahını azaltır, katı gıda alımında kısıtlama yaratarak hastaya kilo verdirir. Etki süresi 4-6 ay kadardır, bu dönemde hastanın yemek alışkanlıklarını değiştirmesi beklenir. Hastaların %60’ında genelde tek bir uygulama yeterli iken, iştahının tekrar arttığını ifade eden hastalarda 6 ay ara ile 2. ve 3. rapeller yapılabilir. Kilo kayıpları kendi hastalarımda 10 aylık ortalama takip süresinde 10 kg dolayındadır, ancak iyi adapte olarak 28 kiloya kadar olan kayıplarda gözlenmiştir. Bu işlem geri dönüşümlü olup hastaya herhangi bir zarar vermemektedir.
Obezite Cerrahisi: Obezite tedavisinde uzun dönem sürdürülebilir kilo kaybı sağlayan en etkili tedavi şeklidir. Ayrı bir başlık altında detaylı olarak anlatılmıştır.